DİĞER
“Bu kitabın önemi, edebiyatın tanımı, yazar, dünya-edebiyat ilişkisi, okur, üslup, değer gibi tartışmalı meselelere ilişkin tüm kuramsal bakış açılarını, bu kuramların kışkırtıcı tezlerini isabetli atıflarla ortaya koyup bunları birbiriyle etkileşime sokmasında; bu etkileşimden çıkabilecek denge haline odaklanmasında.”
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Geçmişi unutursak, ona dikkat etmezsek, bize saldırmak için geri gelir. Geçmiş her zaman değişir. Biz ilerledikçe değişir, ona her baktığımızda değişir. Bir göz geleceğe, diğeri geçmişe bakarak ilerlemek gerekir. Geçmişin ölü olduğu düşüncesi bana her zaman tehlikeli gelmiştir.”
"Tanzimat’la beraber geldiğini kabul ettiğimiz heteronormatif ilişkilerin pratikte dışına çıkmayı başarabilmiş ve geç 19. yüzyılın iki queer şairi Çivizade Galip ve Mehmet Celal’in aşkları, yaşamları ve çarpıcı ölümleri..."
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Eski metinlere baktığımızda o karakterlerin deneyimlerinin bir ismi, bir tanımı yok. Eşcinsel, transseksüel, travesti tanımları henüz bulunmamış. Onlar için cinsellik daha yekpâre bir alan; bir erkeğin bir erkekle veya bir kadının bir kadınla birlikte olmasının bugün bizim anladığımız şekilde bir farklılığı yok. Bu modern konseptler çok netleşmediği için bu deneyimler bugünün tabiriyle çok daha ‘queer’ akıyor. O karakterler bu deneyimleri çok filtresiz bir şekilde yaşıyorlar.”
"Bilindiğinin tersine feminizm kendi içinde bütünlüklü bir kavram değildir. Kimi zaman ayrışan kimi zaman kesişen, ama çoğunlukla birbirlerini besleyen, dönüştüren farklı feminist gelenekleri vardır. Cümbüş cemaat feminizm! Ama işin güzelliği biraz da burada. Neyse ki hepimize uygun bir feminizm geleneği var."
Mustafa Kemal’in üroloğunun Yahudi oluşu nasıl hâlâ komplo teorilerine malzeme oluyor? Yunanlıların Anadolu’ya asker çıkarmasını bile, Mustafa Kemal’in ‘isminin parlatılması’ için gerçekleştirilen bir İngiliz planı olarak görmek nasıl mümkün olabilir? Neden bunca zaman sonra, İslamcı cenahta siyasal muhasebeler ‘İngiliz miti’ni geri çağıracak şekilde, ‘Dünyayı aslında hâlâ İngilizler yönetiyor’ etrafında dolaşmaya başladı?
Bir erkekle ilişki yürütebilmek için güdülmesi gereken taktikleri düşündüğümüzde, 60’ların dünyasından çok mu farklı bugünler?
Bugün akademik sınırlar içinde hissettiğimiz çaresizliğin panzehirini, Latour’un şikâyet ettiğimiz hemen her şeyin gücünü, arındırma faaliyetlerinden aldığına yönelik argümanında bulabiliriz...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık